Mehmed Uzun
- Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Okuyorum, duyuyorum. Hayır, hiçbir şey değişmiyor. Kim insanların, devirlerin değiştiğini söylüyorsa yalan söylüyor. Her şey olduğu gibi. Bizim zamanımızda da böyleydi. Kan akıyordu, insanlar ölüyordu, köyler yanıyordu, çığlıklar göğe yükseliyordu. İnsanlar kin ve nefretin içinde boğuluyordu. Aynen bugün olduğu gibi.
Ahmet Hamdi Tanpınar
- Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Hiçbir şeyin birbirini tutmadığı ve her şeyin en şaşırtıcı şekilde birbirine bağlı olduğu bir dünyada, bilmediğimiz bir yerde kopan bir fırtınanın getirdiği enkazdan yapılmış bir panayırdaymışım gibi yaşamaya başladım. Bu fırtına nerede kopmuştu?
Anonim
- Anonim
Gözümde şu an her şey önemsiz. Yaşamak neydi bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Elbet tüm çağlar kötüdür ama bizim yolumuz yol değil. Kapının ardında kötülüklerden başka bir şey yok. Şimdilik tek gayem yollarımıza ışıklar koymaktır, çünkü yolunu bulabilen yok...
Anonim
- Anonim
Herkes bir gün kaybeder ama sadece ruhu kötü hislerle yaşlanmayanlar kaybederken mutludur. Artık acı veren bir şey kalmamıştır, onlar için yolun sonu başladığı gün bitmiştir.
Kemal Sayar
- Ölümden Önce Bir Hayat Vardır
Sonunda hepimiz yeryüzünde yürüyoruz ve yeryüzünde bitiyor yolumuz. Arada ruh kanatlanıyor, göklere yükseliyor ve sonra beden kafesine dönüyor. Ten toprağa, can semaya çekiliyor. Yeryüzünün bittiği yerde gökyüzü başlıyor.
Anonim
- Anonim
Hayata kendimizi kandırmakla başlarız, gerçek apaçık ortadayken yeni anlamlar yükleriz, kendimizce değiştiririz. Geçen süreyle sorular cevapsız kalmaya başlar, asıl gerçeği unutmuşken elimizdeki yanılsamayı sorgularız. Sürekli kanıtlar arar, hep dışarıya bakarız. Oysa içimiz yanıtlar bataklığı...
Stefan Zweig
- Karmaşık Duygular
Düşünceleri karmakarışık uçuşuyordu. Aniden bir tanesi keskin bir bıçak gibi yüreğine saplandı. Onun uğruna ölecekti ve o bunun farkına bile varmayacaktı. Köpüren yaşamının tek bir sessiz dalgası bile onunkiyle buluşmayacaktı. Tanımadığı bir yaşamın kendisininkine bağlandığını ve orada parçalandığını o asla bilmeyecekti.
Yunus Emre Gökçe
- Bu Kadıncı Yalnızlık
Vaktinizi, nefesinizi ve kelamınızı, kıymet bilenlerle, gördüğü değerin karşısında hiçbir zaman değişmeyip, aksine her an daha da fazlasını hak edenlere, yahut hak etme çabasına girenlere harcayın...
Yunus Emre Gökçe
- Bu Kadıncı Yalnızlık
Hiç gelmeyecek birini özlemekten, daha derin bir yara bu. Bu güvenip yanılmaktan da beter bir sızı... Kırılıp incinmekten öte bir sancı. "Hissetmemek" diyorum, hissedememek... Ne şimdi onca şeyden sonra seni, ne de artık bir başkasının varlığını...
Yunus Emre Gökçe
- Bu Kadıncı Yalnızlık
Kalabalığınız öyle çok, yalanlarınız öyle bol, çıkarlarınız öyle fazla ve her güzel şeyi istisnasız her güzelliği telef eden öyle büyük bir dünyanız var ki, sığmıyor yeryüzüne...
Yunus Emre Gökçe
- Bu Kadıncı Yalnızlık
Bir sesi, bir yüzü özlemenin o derin acısını hissetmediyseniz, bunun ne demek olduğunu, bu yangının nasıl kavurduğunu ve dilinizi ne kadar sessizliğe savurduğunu kelimelerle, cümlelerle kimsecikler anlatamaz size... Şairleri de unutun...
Yunus Emre Gökçe
- Bu Kadıncı Yalnızlık
Cevaplarını bildiğim bütün soruların altında eziliyorum sadece. Sorularıma hiçbir cevabının olmayışı bile hep bir cevaptı bana. Ezen, üzen yerden yere vurup ciğerimi parça parça eden bir cevaptı. Gün olur her şeyi unutabilirim. Gün olur, ne soruları kalır bu hikayenin ne de o ağır cevapları.
Yunus Emre Gökçe
- Gayb
İnsan gözünden düşmenin, bir insanın gözüne girmenin, bir şeyleri göze almanın, gözden çıkarmanın, gözden ırağa gitmenin ve göz göze gelmenin serüvenidir aşk. Aşk, kırılacak eşyaları taşıyan bir hamalın, ev sahibinin endişe veren bakışlarında.
Yunus Emre Gökçe
- Yargah
Diyorlar ki "eden bulur." İnanmayın, böyle değil. Eden, yine aşka yeni bir beden bulur. Başkasına gidecek olan, ne yapsanız gitmek için bir neden bulur. Size kalan acıdır. Acı mı? Hala tokasını saklarken, saçlarını başkasının okşamasıdır. Biten o dev aşkın ardından, ömrünüzce bitmez o sese can veren iki kelimenin cinneti; "yaşadık, bitti." Siz, "öldük, bitti" diye düzeltin bunu. Yaşasaydınız bitmezdi, yaşayan bırakmazdı ki.
Yunus Emre Gökçe
- Yargah
Aşıkken bile ayrılık şarkıları dinleyen iki ayrı nakarattık. Bizi kanattık. Bu ayrılık hastalığında, sana lokman mı hekim? Yoksa ben, sensiz yediğim her lokmayı, haram mı bilmeliyim?
Yunus Emre Gökçe
- Bu Kadıncı Yalnızlık
Açıkça söylediğiniz, uzun uzun cümlelerle izah ettiğiniz halde hala sizi anlamıyorsa birisi, muhakkak beyni sözcüklerin anlamlarını algılamayan bir geri zekalıdır o yahut da duyguları olmayan, hissiz, taş duvardan farksız, kalpsizin biridir kendisi. Anlamak işine gelmedi-yi en son düşünelim yine iyi niyetle...
Yunus Emre Gökçe
- Bu Kadıncı Yalnızlık
Acımı ne zaman bitireceğim... Hangi yaşımda, hangi ay, hangi mevsimde tastamam benliğim boşalacak. Ne zaman sona erecek aklımın ermediği bu hisler. İçimi hala paramparça eden bu duygu, ne zaman tükenecek...
Yunus Emre Gökçe
- Gayb
Kan sızıyor hala, eski ve kullanılmayan bir yaradan, bir şarkı ağrıtıyor kalbi, birkaç tuhaf harf makamından... Gittiğin yeri anlatan, sadece yalnızken çalan...
Yunus Emre Gökçe
- Yargah
Aşk tek'ti... Zamanla yer değiştirirdi, göçebeydi, yatalak kalamayacak kadar başkalaşmayı seven... Aşk'tı insanın kendisini başkasının kalbine bağışlama şekli... Aşk tek'ti... Aşk sek içimlik bir zehirdi, çekmecelerden çok sonra çıkan bir beyaz kağıtla iç acıtan sebepti... Aşk hep'ti, hep'si geçti...
Yunus Emre Gökçe
- Aşkmeran
Yerden yere vurmak, yardan yare tutulmak değildi. Yer yerinden oynasa, yari yürekteki yerinden oynatmamaktı aşk. Öfkeden sıkılmış yumruk değil bu, kapanmış avuçlarıma sığınmış parmaklarımın çektiği sabır. Yoksa yar kokusu başka türlü başkalarından nasıl saklanır...